29.03.2024 - Malatya Fırat Haber
REKLAM ALANI

Battal Kanbay’a Kim Operasyon Çekiyor ? Malatyalılar Milli Eğitim İl Müdürü Etrafında Kenetlendi

Battal Kanbay’a Kim Operasyon Çekiyor ? Malatyalılar Milli Eğitim İl Müdürü Etrafında Kenetlendi

içgüdüsel anlamda başlığın verdiği mesajdan yola çıkarak, şehrin dengeleriyle oynamaya kalkışan aristokrat geçinen lobicilerin gözden kaçırdığı önemli bir şey var. Herhalde eğitimin ne demek olduğunu bilmiyor bunlar. Bayramın 3’cü günü Yeşilyurt-Kozluk’ta patlayan su kanalı ile karıştırıyor olmalılar. Eğitim, çocuklarımız, onların geleceği söz konusu olunca kimse kimseye merhamet etmez. Dolayısıyla bu memleketin eğitimine katkı sağlamak isteyen kalifiye elemanlarını çar-çur etmeyi hedefleten lobi münferit elemanlarının nasıl hunharca saldırıya geçtiğinden söz edeceğim size.

Onlarla savaşmak bizlerinde boynumuzun borcu olsun ve “bismillah” diyerek başlayalım.

Elbette, politize olmuş, bu vahim durumlara ancak bizim şehrimizde rastlayabilirsiniz! Çünkü baskın güçlerin “paralel” bir eksende hareketle yerleştikleri hücresel oluşumlar ve herkesin el altından kendi küçük krallığını şehirde (nasıl) kurmak istediklerinin faliyetleri bu yazımın -konusu- olacaktır.

İster kızsınlar, ister adliyeye koşsunlar, ister yolumuzu kessinler, ister göğüs göğüse çarpışmayı denesinler, hiç farketmez! Bu şehirde sadece “onlar” değil, 1 milyona yakın insanın daha yaşadığını unutmak gibi bir gaflete düşmesinler sakın. Üstelik Malatya sadece bir kesimin çiftliği de değil.

Konumuz bu sebeplen çok mühim. Yazacaklarımı harfiyen tahlil etmenizi rica edeceğim sizlerden. Tabiki, konumuz eğitim ve çocuklarımız olunca konuşacağız, sesimiz çıktığı kadar haykıracağız. Haklıyı da haksıza yem ettirmeyeceğiz Allah’ın izniyle. Çocuklarımızın geleceğini şansa bırakmak gibi bir lüksümüz olmadığına göre; eğitimde eksiklik, yetersizlik, kopuş veya zamanın ruhundan uzaklaşma, yerine koymakta en çok zorlanacağı şeylerin en başında geliyorsa, iki kez durup düşüneceğiz. Onun için eğitim olmazsa olmazımız, kırmızı çizgimizdir bizim. Şayet dünya konjenitalini ıskalar isek eğitim en büyük milli kaybımız olacağı muhakkak. Eğitim eksikliği toplumda kaliteyi düşürür, ülkeye değer kaybettirir, büyük çözümsüzlükler getirir ve en basit anlatımla refah/zenginlik kaybına yol açar.

Bilindiği üzere Malatya’da da eğitim seviyesi Türkiye ortalamasının çok altındaydı. Yakın bir zamanda Malatya’da eğitimin bilançosunu değiştiren genç bir bürokrat Milli eğitimin başına atanınca işler değişti. Göreve başladığı günden beri eğitimin kalitesinin hissedilir şekilde olumlu etkisine tanık olmuştuk. Yaklaşık 10 aylık kısa süre içerisinde Malatya’da eğitim eksikliğinin giderilmesi hususlarında önemli adımlar atılmış, en başında “her eve bir tablet” sloganı ila başlattığı kampanyaya katılan Malatya’lı hayırseverler ile bazı girişimcilerin desteklediği proje amacına ulaşarak her eve bir tablet girmesine sebep olmuştu. Eba’ya giremeyen binlerce öğrencimizin bu eksikliğini böylece tamamlandı. Tabiki sevindirici bir gelişme idi. Üstelik pandeminin sükse yaptığı kritik bir dönemde Pütürge’nin dahi en ulaşılmaz bölgelerinin çocukları nasibini aldı aynı projeden.

Reklam

BATTAL KANBAY’dan söz ediyoruz.

Kanbay; sadece tabletle sınırlı kalmadı. 70 okul sözü almış, bunlardan 20’sine başlandığı, ayrıca öğrenci ve öğretmenlerle bire bir diyalog kurarak, Malatya’da eğitimin kaderini bir anda tersine çevirdiği olağanüstü yeni bir döngünün tarihsel değişimi baş gösterdi. .

Üstelik Malatya’nın eğitimde Türkiye ortalamasındaki grafikselerde hatrı sayılır şekilde Battal Kanbay’la birlikte yükselişe geçti. Mesela Pütürge ve Arapgir’in 2 olan eğitim puanı 10’a yükseldiği yeni süreç, şehrin eğitim boyutundan meydana gelen hızlı değişimi gösteren en önemli verilerdi.

Yine sınavlarda dereceye giren öğrenci sayısında Kanbay dönemini alın inceleyin, farkı göreceksiniz.

Taki geçen haftaya kadar! Peki, geçen hafta ne oldu? Aslında çok şey oldu! Çok zaman önceden beri, siz bu takvimi Kanbay’ın göreve geldiği günlerden başlatın… Malatya’da ki küçük krallık devletlerinin başındakiler böylesine başarılı bir bürokratı yok etmek için çaba içine girmişlerdi. Bir kaç kez daha girişimleri olmuştu, geri püskürtülmesinin nedeni güçlerinin bir yerden sonra yetmiyordu. Neden istemediklerinin iki sebebi vardı. Birincisi: son 20 yılda ilk kez kendi istedikleri olmamıştı. İkincisi: başarılı, bölgeyi çok iyi bilen, tüm bölgeye hakim, her eve misafir gidiyor, sorunları merkezinden tespit etmesi onu farklı kılıyordu. Bu durum küçük krallık devletlerin başındakilerinin kabul edeceği şey değildi. Onlara biat edecek biri lazımdı.

Artık el altından uğraşmak işe yaramamış olmalıki, bu küçük krallık devletlerinden birinin başındaki zat açıktan kılıcını çekmiş adeta genç bürokratı şehirde doğramak için and içmişti. Bir de adına: “İlim Yayma Cemiyeti” gibi büyük büyük harfler bulunan, ki; aynı STK’nın Malatya şubesi Başkanı Mustafa Özkan’ın lobici girişimleri sonucunda Battal Kanbay’ı yemeye çalıştığı bir handikap oluşturuldu. Ne hazindirki Mustafa Özkan’ın yaverliğinide Malatya Eğitim Platformu üstlenmiş durumda. Bir de Eğitim-Birsen’i kandırıp yanına almışlar. Üçü bir arada yeni bir ittifakımızın varlığı da böylece gün yüzüne çıkmış oldu. Ve diğer malum cemaatle dirsek temasından bulunarak afaki bir operasyon çekiyorlar… Kime? Battal Kanbay’a…

Hadi, yaptı/lar diyelim peki ortak bir (ittifakla) siyasi karar vermiş milletvekilleri bunu kabul ederler mi? Bu kadar halkın gözünde düşürürler mi kendilerini? “Yahu bir STK’nın, o’da şube Müdürü, nasıl olurda bir bürokratın görev yerine müdahale eder? Milletvekilleri var, siyasi taban ile diğer kurumlar var” dediğinizi duyar gibiyim.

İzninizle hepsini anlatacağım.

Tabi her ne kadar İlim Yayma Malatya Şube müdürlük makamını bir adres olarak kullansalarda bunların faaliyet alanı ve asli görevi başka. Mustafa Özkan gizli bir baron, tabiri caizse para babası. Tabi paranın nerden geldiği belli değil, sorsan muhtemelen babamdan kaldı cevabını verecektir. Yada çalıştım kazandım… Sanki Mustafa Özkan’dan başka kimse çalışmıyorherkes uyuyor bu şehirde. Ahanda faturalarım, dekontlarım demekten imtina etmeyeceğini de biliyoruz. Bu işler böyle alengirli yürür çünki.

Mustafa Özkan’ın diğer bir vazifesi gayrimenkul toplamak, baron olunca arsa kapatmak olağan bir durum oluyor haliyle. Gidip pazarda limon satacak değil ya! Malatya’da kıymetli bir arsa el mi değiştirecek Mustafa Özkan’dan başkası alamaz veya onun talimatı olmadan kimse dokunamaz oraya. Çağırır arsa sahibini yanına “arsanın bedeli ne kadardır?” der. O da “20 milyon, al sana 17 milyon” diyerek “istediğini koparmak” gibi özel yeteneklere sahip. Bir nevi arazi mafyası gibi. Veya tam bir otokrasik güç hadisesi şehrimize egemen. Eski tabirle Okumuş feodaller.. Okul sıralarından geçmiş, mürekkep yalamış şehir ağaları bunlar…

Neyse, bahsi geçen ticari olaylar bizi ilgilendirmez zaten. Kimin arsasına, binasına, kimin gayrimenkulünü ne şartlarda çökerse çöksün, karışmayız-bizim sorunumuz değil. Bir ticari reaksiyondur sonuçta. Alan memnun satan memnun olduktan sonra… Asıl bizi ilgilendiren bölüm başka, şurası: “çocuklarımız söz konusu olunca kimse kusura bakmasın. İlim yayma cemiyetiymiş, şuymuş-buymuş bunların tabelalarının altındaki subliminal tandansları dinleyecek değiliz. Gerçi ilim yayma şube Başkanı, ilim yaymayı bırakmış, asıl ilim-eğitimi destekleyenleri avlamak peşine düşmüş.

Örnek; bir önceki İl Milli Eğitim Müdürü Ali Tatlı 3 ay’da görev asaletini alırken Battal Kanbay’ın görev tevdi edilmesi üzerinden 10 ay geçmesine rağmen hâlâ asaletinin verilmemesi bunların ayak oyunlarının bir sonucu… Vay anam vay! Bu nasıl kirli bir güruh? En kırsaldaki çocuklara dokunan, onların yüzünü güldüren, her hafta en ücra köy okullarını ziyaret eden, öğretmenlerle istişare eden, bir eksiğiniz gediğiniz var mı diye sürekli temasta bulunan ve 7/24 telefonu açık İl Milli Eğitim Müdürü Kanbay’ı bu günlerde şehirden diskalifiye etmek için tüm güçlerini birleştirdikleri bir tablo duruyor karşımızda.

Yani, kafasına koymuşlar, bir şekil İl Milli Eğitim Müdürünü gönderecekler.

Nedenmiş, emlak imparatoru Mustafa Özkan bey’in istediği kişi atanmadı diye…

Nedenmiş, küçük kral hazretleri ile malum cemaatin tasvip etmediği bir bürokratın Malatya’da il Müdürü vazifesinde bulunduğu için.

Nedenmiş, daha açık bir tabirle onların cemaatinden olmadığı için…

Sorunun temelinde sadece bu esas hakim. Genç, yetenekli, şehrin çocuklarıyla dertlenen, öğretmenleriyle haspihal eden, toplum isteklerini çok iyi bilen bir bürokrat istediği kadar başarılı olsun sırf kendilerinden olmadıkları için derdest edecek acımasız bir zihniyetin eline düşmüş şehrimiz.

Düşünsenizde, bunlar neler yapmaz. Ne kafalar koparmaz! İhale, rant, para merkezli projelerde oynayacakları rolleri düşünsenizde bir.

Heyhat… Heyhat… Heyhat…

Durun hele, biraz yavaş demeye fırsat kalmadan, minareyi çalan kılıfını hazırlar misali… Bunlar, bunuda iyi düşünmüş. Biraz işler resmi olsun diye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıymış gereği, “İl Müdürlük müdürleri kendi il’lerinde vazife yapamaz” gibi bir ambiansı yakalamışlar. Sınır tanımaz lobi mutlaka bir kulp bulacaktır, çıkıpta istemiyoruz diye gönderdik diyecek değiller ya! İşte “Geçen haftaya kadar…” dediğim bölüm tam burada başlıyor. Nasıl mı? Çünkü bir haftadan beri tüm güçleriyle bastırıyorlar. Kendilerince sağlam bir gerekçeyi geçen hafta bulduklarını var sayarak ellerinden geleni ardına koymuyorlar. Cumhurbaşkanı talimatı dedikleri gerekçe beş yıl önce hazırlanmış ama meclise gitmemiş. Yani Battal hoca Malatyaya atandığında aynı gerekçe vardı zaten. İşte bu ambians üzerinden Battal hocayı şehirden göndermek için ellerine güçlü bir kozun geçtiğini sananlar şimdi bu klişe dayatmayı yapıyorlar.

Bizim toplumda tüm bu gelişmelerden bihaber yaşayıp gidiyor. Durun yahu biz bostan bekçisimiyiz diyen biri henüz çıkmış değil. Çünkü küçük devlet kralı emretmiş bir kere.

Küçük kralcık emretsin hangi KHK, hangi anayasal gerekçe, hangi resmi gazete veya hangi kamu iç tüzüğünde geçiyor bu ibare diye sorsan -kem küm… İşte falandıda, filandıda, demişmiş, söylemişte… gibi ceviz kabuğunu doldurmayacak bir ton bilgi kirliliği ortaya dökecekler.

Ee sonra? Sonrası şu; il Milli Eğitim Müdürü gidecek, ardından bunlardan olan ciğeri beş para etmez bir çakallı getirip yerine koyacaklar. Bütün mevzu bu! Malatya hinterlandı böylece sonuna kadar hiç fire vermeden kendilerine biat etmiş olacak. Bu şehirde vicdanlı insanlar kalmış ise, iki kelam ederler. Kalmamışsada yapılacak bir şey yok. Kırmızı öküz, sarı öküz hikayesi benzeri yarın kurt bu kez kırmızı öküzü gözüne kestirecek.

Anladınız mı şimdi Malatya’da nelerin döndüğünü. Nasıl operasyonların tezgahlandığını! Bunlar oluyor işte. Bunlar?!!

Çünkü Battal hoca boyun eğmedi, ceket iliklemedi karşılarında, lobinin her dediğini harfiyen yerine getirmedi. Güya “İl Milli Eğitim müdürleri kendi şehrinden görev yapamayacak” ibaresini bulup dayatmaları tamam güçlü bir gerekçe gibi görünebilir lakin öyle bir şey yok. Sadece kılıf, dolgu malzemesi. Peki, sizin getirdikleriniz de insan kaçaklığı yapıyor! Daha dündü, gördük açığa alınanları… Merak edip araştırdınız mı hiç? Hadi buyurun burdan yak.

Offf… Dert bir değilki!

Devam edelim! İşin en acınası bölümü nedir biliyor musunuz? Bizim şu müstakbel İlim Yayma cemiyetinin şube Müdürü/sahte baron karşısında bazı siyasilerin ölü taklidi yapmalarıdır. Bunu yazmaya dahi içim el vermiyor, yüreğim parçalanıyor gerçekten. Bu şehirde yaşadığımdan, Malatyalı olmaktan utanıyorum.

Şayet iddialar doğruysa vay halimize. Deniliyorki; bu Mustafa Özkan bey o kadar güçlenmiş/öyle güçlenmişki resmen kendini şehrin sahibi zannediyor. Diyorlarki Mustafa Özkan’dan izinsiz kuş uçmazmış. Onun talimatı olmadan ne bir atanma, ne bir yer değişiklik yapılabilir. Siyasete mi gireceksin önce Mustafa Özkan’ın kapısını çalacaksın. Eğer bir şey yapmak istiyorsan bir kere emrine amade olacaksın. Verdiği talimatları yerine getireceksin. Gerçi Türkiye’de bu işler böyledir. Herkesin bir gizli patronu, gizli kasası, gizli bir mafyası, gizli bir tefecisinin var olduğu gibi. Asıl, perde arkasında o patronlar yönetir/yön verir.Tam bir paralel hegamonik yapı.

Eyy kıymetli halkımız yahu farklı iyimser görünümlü STK isimleri altına gizlenmiş bu tehlikeli lobi’lere prim vermeyelim. Siyaseti, futbolu, toplum argimetiği üzerinden mühendislik yapan karanlık mercilere dikkat etmeliyiz. Gerçek kirli yüzlerini bilelim bunların. Biz iki egemen güç biliriz, biri devletin diğeri halkın gücü. Yukarıdada Allah’ın gücünden başka güç yoktur. Gelin görün, mevcut bu ve benzeri paralel feodaller kan kusturuyor şehrimize. “Güç ancak biziz” deyip inmişler sahaya. Tüm şehir bir STK’nın aparatı olacak kadar ne zaman böyle küçüldü? Bu ne rezziliktir, ne aymazlık!? Bu nasıl bir bitiş böyle? Hiç mi bu halkın değeri kalmadı? Hiç mi sizlerin vicdanı sızlamaz? Bu kadar mı döndü gözünüz? Unutmayın, bir STK şube şefi mutlak güç olamaz şehirde. Eyvallah edecek kadar bizlerde düşmedik daha. Kim bu ilim yayma şubesinin başındaki, ne önemin var Mustafa Özkan? Kimsin? Bu şehre ne kattın, ne verdin? Ne ürettin sen, söyler misin? Neden böyle çok şey istiyorsun? Kimsin? Böyle Delidumrul misali kılıcını çekmiş etrafına çemkirip duruyorsun. Tüm farkın paranın olması mı, senden başka kimsenin parası yok mu memlekette yani? Hadi taş çatlasın 10 milyon dolarlık adamsın. FETÖ’nün kulağını çınlatma. Onlarda 1 dolarlık adamlardı. 1 ile 10 milyon arasındaki tek fark Benjamin Franklinin baktığı yön? Yönünü kaybetme diyoruz.

Üç beş kuruşunuzla canımızı alamazsın sayın Özkan? Bak, bunun yarın öbür günü var! Vebali, günahı, hakkı, hukuku var. Yapmayın etmeyin! Yazıktır günahtır. Sırt sırta vermiş milletin çocuklarına operasyon çekmeyin. Sırf sizden değil diye bu kötülüğü yapmayın insanlarımıza. Felsefemizi, toplumsal kodlarımızı, heyecanımızı yıkmayın bu kadar. Başka işiniz gücünüz yok mu sizin? Gidin arsa kapatın kendinize, bakın söylüyorum Kale önümüzdeki 20 yılda çok kıymetlenecek, meydancık köyünden kapatın köprüye kadar. Tüm sahili alın işte. Daha ne bekliyorsunuz. Bu ne cüret, fetö’den hiç mi ders çıkarmadın Mustafa!? Aman Allahım çıldıracağım, ne şerbetlenmiş şeysin!?

Evet, kabul etsenizde etmesenizde Battal Kanbay devletin bürokratı, bu memleketin bir evladı, bir atanmış, kimsenin güdümüne girmez/girmeyecek. Devletinin koyduğu kurallara-yasalara riayet eder o kadar. Siz lobinizi alın gidin az ötede oynayın, devletin seçtiği-görevlendirdiği memurlara kapı göstermeye kalkışmakla bindiğiniz dalı kesersiniz ancak. Buna teşebbüs dahi etmeyin. Size, boyun eğmeyince hemen kafasını koparacak kadar kendinizi güçlü, kurnaz, akıllı zannediyor olabilirsiniz ama unutmayın göklerden gelen bir karar vardır.

Neyse bu Mustafa Özkan sağlam oynuyor doğrusu. Amcasının oğlu da Darende belediye Başkanı. Dereyi başında tutmuşlar. Kimseye bir zırnık su yok. Özkan’lar her yerde. Arazide, arsada, eğitimde, lobi’de, dernekte, parada, okulda, ganimette… Gizli ilişkileri, karanlık ticari faaliyetleri derken kendi krallıklarından kastım, gerçekten her şey bunlardan sorulur hale gelmiş.

Yeter yahu yeter! Nedir bu kripto örgütlenmelerden çektiğimiz. Her biri bir cemaati arkasına almış atını mahmuzlayıp koşturuyor. İlim ile alakası olmayan bir yapılanma olan ilim yayma cemiyeti adı altında kara para aklama, arazi rantabı’llığı ve paralel devlet yapılanması ile başımıza çöreklenir. Eğitim-Birsen yine öyle. Hele bu ülkede Menzilci değilsen hiç bir makam mevkiye gelemezsin. Şelale diğer yandan borusunu öttürüyor. FETÖ artıkları başka bir yandan. Süleymancılar başka bir telden çalıyor. Zırtı-vırtı onlarca benzer oluşum var böyle. Hal böyle iken söyler misiniz biz “normal” vatandaş ne olacağız? Nereye gideceğiz?

Daha ilim yaymanın Malatya şube ağası Mustafa Özkan’a ABD ziyaretinde kimlerin eşlik ettiğine girmedim. Veya İstanbul kapalı çarşıda kuyumculuk yapan Darendeli iş adamı Mustafa Özkan üzerinden yahudi iş adamlarına nasıl arazi toplamakta olduğunu, bir nevi ülkeyi peşkeş çektiği olayınada… Hele Malatya Spor mevzularına girsem yer yerinden oynar.

Malatyalı başarılı hemşehrilerimiz illerinde il müdürü olamıyor, memleketlerine bunlar sayesinde hizmet edemiyorlar. Nedeni, bunlar istemiyor diye. Eski Büyükşehir belediye Başkanı Hacı uğur Polat’ın nasıl belediye başkanı olduğunu şimdi anladınız mı? Nerden nereye, nasıl az buçuk meseleyi çözdünüz değil mi? 2 milyon (2 katrilyon) para onun döneminde kayboldu gitti, kimse sorabiliyor mu hesabını, bu para nerdedir diye? Kimse işte bu yüzden soramaz. Selahattin Gürkan güya bunların hesabını soracak diye oy verdik. Nerde? Aslında Gürkan gözü kara biri, bir şeyleri göze almıştı. Binecekti bunların ensesine. Ama el altından bir ültimatom, iki uyarı alınca sustu çekildi köşesine mecburen. Baktıki adamların şakası yok! Tüm ipler ellerinde. Gürkan şimdi kara kara düşünüyor. Milletvekili olmalıyım ama nasıl? Gördü, bunların bir daha şans falan tanımayacağını.

Zaman her şeyi doğrular hale getirecektir bir gün. Bugün olmazsa yarın, belki yarındanda yakın. Kimse merak etmesin. Boynuzsuz keçinin hakkının boynuzlu keçiye kalmayacağı gibi. Buraya yazıyorum, bir gün tüm bunların oyunları ifşa olacak ve fetö nasıl girecek delik aradıysa, bunlarda bu mal varlıklarını, bu elde ettikleri rantı devletin gerekli kurumlarına teslim edecekler. Sadece biraz zaman… Birazcık! Sözüm söz! Halktan yana olmayan siyasilerde nakavt edilecek. Tarihin foseptik çukurunda yerini muhakkak alacaklardır bir gün. Biz her zamanki gibi uyaralım, bir hemşeri olarak doğrusunu söyleyelim, olması gerekeni dile getirelim, varsın gerisini onları düşünsün, onların kendi sorunu.

Battal Kanbay’ıda bunlara yedirmeyeceğiz, alışmışlar onu al, bunu getir, şunu götür. Hayır öyle bir dünya yok. O eskidendi. Hem, daha Pütürge’nin oligarkları konuşmadı. Hatta haberleri bile yok. Sizin derin lobiniz var ise onların daha derin sentezleri var. Savaşı başlatırsanız aha buraya yazıyorum kıyamet kopacak. Çünkü Battal Kanbay yalnız değildir! Size yedirtmeyeceğiz.

TİMUR İNCE

kaynak : https://timurince.org/2021/07/25/battal-kanbaya-operasyon-cekmekle-yanlis-yaptiniz/

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ