Fendoğlu, TBMM Genel Kurulu’nda Malatya’da deprem sürecinde yaşanan sorunları, eksiklikleri ve talepleri dile getirdi.
Fendoğlu, TBMM’de sahadaki sorun ve sıkıntıları gündeme getirdi
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Malatya Milletvekili Mehmet Fendoğlu, TBMM Genel Kurulu’nda Malatya’da deprem sürecinde yaşanan sorunları, eksiklikleri ve talepleri dile getirdi.
MHP Grubu adına konuşan MHP Malatya Milletvekili Mehmet Fendoğlu, yapılan hizmetler ve projeler için teşekkür etti, ancak sahada yaşanılan sorun ve sıkıntıları ise dile getirdi.
-“Konutlarında oturuyorlar ama okul, market, cami ve sosyal donatılar olmadığı için sıkıntı yaşamaktadırlar”
Milletvekili Fendoğlu, “Bugün Anadolu’yu anayurt yapan Malatya’mızın deprem sonrası vatandaşlarımız tarafından bize emanet edilen talep ve önerilerimiz hakkında konuşacağım. Gündemimiz deprem. Asrın felaketinden yaklaşık altı yüz seksen beş gün geçti. Bu sürede ilimizi ve deprem bölgesini defalarca ziyaret ederek deprem bölgesini yalnız bırakmayan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Bey’e ve ziyaretleriyle Malatya’nın ve deprem bölgesinin yeniden imar ve ihyası için emekleri geçen tüm bakanlarımıza Malatya’mız adına yürekten teşekkür ediyorum. Devletimiz ve Hükûmetimiz el ele vererek yeniden Malatya’yı ayağa kaldıracağız. Geçen bu süreçte çok güzel deprem konutları yapıldı ve teslim edildi, yeni konut ihaleleri de bu aralık ayı içerisinde yapıldı ve ocak ayı içerisinde de dağıtımı yapılacak konutlarımız var. Şehrin çeperlerine yaptığımız yeni yerleşim yerlerinde ticaret merkezleri, cami, okul, sosyal donatılar ve bunun gibi tesislerin konutlarla eş zamanlı olarak tamamlanması gerekiyor. Vatandaşlara teslim edilen İkizce birinci bölgede vatandaşlarımız konutlarında oturuyorlar ama okul, market, cami ve sosyal donatılar olmadığı için sıkıntı yaşamaktadırlar.” dedi.
-“Depremden bugüne kadar az konut tesliminin yapılmasının sebeplerinin tespit edilip biran önce eksikliklerinin giderilmesi gerekmektedir.”
Fendoğlu şöyle devam etti, “Şehir merkezimiz ile TOKİ yaşam alanları arasında ulaşım, iletişim ve altyapı sorunları vardır. Bu sorunlar, TOKİ’de yeni konutlarına kavuşan depremzede vatandaşlarımız tarafından iletilmiştir bize. Battalgazi ilçemiz, Gelinciktepe, Orduzu, Çamurlu mahallelerinde yapılan TOKİ konutlarının sayısı sadece 6.500; bizim Battalgazi ilçemizde çokça TOKİ konutuna ihtiyacımız vardır, rezerv alanlarda yapılan konutların geneli hak sahibi olmadığı için Battalgazi ilçemizde konut eksikliğimiz vardır.
Yine, Emlak Konutun Çarşı Projesi’nde şubat ayına kuyumcuları, ayakkabıcılar, bakırcılar çarşısını ve Akpınar esnafını yerleştireceğini söylüyorlar ama inşaat ihale edilmiş fakat çarşı merkezindeki altyapının, kanalizasyonun, içme suyunun, elektrik işlerinin ihalesi bile yapılmamış. Dolayısıyla bu işlerin bu kısa sürede bitirilip şubat ayında teslim edileceğini düşünmüyorum. Bunun bir an evvel yapılıp ihalesinin yapılması gerekiyor. Tabii, bunların eş zamanlı yapılması gerekirken henüz bunlarla ilgili de hiçbir alakalı çalışma yapılmamış. Rezerv alanlar belirlenirken Saray mahallesinde, Halep Caddesi’nde, Çavuşoğlu’nda, İlyas mahallesinde bu mahallelerde vatandaşlara soruldu mu “Rezerv alan istiyor musunuz?” diye? Mecliste son çıkardığımız Kentsel Dönüşüm Yasası’yla bu işi kolaylaştırmışken biz neden Kiltepe’ye, Çırmıhtı’ya, Gündüzbey’e rezerv alan isteyip istemediğini soruyoruz. Bu kadim mahalleler kendi hâline bırakılmamalı, tarihine ve aslına uygun imar ve ihyası yapılmalı. Çırmıhlı’da, Gündüzbey’de depremin izleri hâlen durmakta ve bu görüntüden de kurtulmamız gerekiyor. Kırsal konutlarda da bugüne kadar anahtar teslim ettiğimiz konutlarımız var fakat yetersizdir. Depremden bugüne kadar az konut tesliminin yapılmasının sebeplerinin tespit edilip biran önce eksikliklerinin giderilmesi gerekmektedir.”
-“Hibe ve destek tutarının en az 2,5 milyon TL olması gerekmektedir”
Yerinde dönüşüm için verilen kredi ve hibe desteğinin mutlaka arttırılması gerektiğini ifade eden Fendoğlu konuşmasına şöyle devam etti, “Malatya’da yıkılan binaların atıkları döküm yerine nakledildi fakat döküm yerinde bu kansorejen malzemelerin bertarafıyla alakalı maalesef bir çalışma bulunmamakta. Bu kansorejen atıklar mevsim gereği yer altına süzülüp, suyumuza karışıp insan sağlığını olumsuz etkileyecektir. Önerimiz, ivedilikle bu atıkların bertaraf çalışmalarına başlamak ve en önemlisi yeni hafriyat döküm yerlerini belirlememiz gerekmektedir. Geçen hafta Sayın Murat Kurum’a ilettiğim talebi buradan bir daha iletiyorum. Yerinde dönüşüm için verilen 750 bin TL hibe 750 bin TL kredi toplam 1 milyon 500 bin TL destek ödemesi günümüz maliyetleri karşısında yetersiz kalmıştır. Bugün ortalama 150 metrekarelik bir dairenin maliyeti 3-3,5 milyon lira iken 1,5 milyon lirayla dönüşümü gerçekleştirmek imkânsızdır. Hibe ve destek tutarının en az 2,5 milyon TL olması gerekmektedir. Yine, yerinde dönüşümde de istediğimiz yerde değiliz. Şu anda yerinde dönüşüm ruhsatlarında rakamlara bakıldığında diğer illere göre son sırada ve çok gerilerdeyiz. Bunun da sebeplerinden biri, deprem sonrası imar yeni yapılaşma koşullarıyla ilgili Meclislerimizde gerekli kararlar alınarak ruhsatlandırma süreci yerel seçim sonrasında yeni yönetimler gelene kadar alınmamasıyla birlikte kaybedilen zamanda değişen enflasyon ve artan inşaat maliyetleri karşısında hibe ve kredi destek miktarlarının yetersiz kalmasından kaynaklanmaktadır.”
“700 civarında sanayi stantardı olmayan dükkânlarımız yapılmıştır”
Depremden sonra Altay Kışlasına yapılan dükkanların sanayi dükkanı standardından uzak olduğunu da aktaran Milletvekili Mehmet Fendoğlu, “Sanayi sitesi esnaflarımız var. Hak sahipleri ve kiracılarla bir araya gelip sanayi esnaflarımızın sorun ve taleplerinin yerinde dinlenip karar verilmesi gerekir. 2.400’ün üzerinde sanayi esnafımız var, 700 civarında sanayi stantardı olmayan dükkânlarımız yapılmıştır. Bu iş yerleri küçük ve sayı olarak da yetersizdir. Şu anda çarşı merkezinde Malatya’nın yapısına, kültürüne uymayan, hatta iş merkezi silüetine dahi uymayan beton yüzlü binalar yükseliyor. Tanıtımlarda ve görsellerde çok güzel bir çarşı projesi sergilenirken yerinde yapılan binaların cephelerinde düz boya vurularak geçiliyor. İkinci olarak, şu anda çarşı projesinde üst katlarda yapılan ofislerin içerisine WC, lavabo konulmamakta, eski hanlardaki gibi ortak WC ve lavabo konulmaktadır. Günümüz şartlarında ve teknolojisinde böyle bir şey kabul edilmez. O yapılan ofisler boş kalır, yapılan emeğe ve çarşımıza yazık olur. Şimdi düzeltilirse geç kalmış sayılmayız. Deprem sadece insani sorunları ortaya çıkarmadı. Deprem sonucunda ortaya çıkan sosyal eşitsizlikler, salgın hastalık riskleri, fırsatçılık ve bazı suçların artması gibi sosyal problemler de depremin toplumsal etkilerini de ortaya çıkarmıştır. Çevresel etkilerde de oldu depremin sonuçları. Su kirliliği, hava kirliliği ve toprak kirliliği, ekosistemin bozulması ve biyoçeşitlilik kaybı ve atıklar, yıkıntı atıkları, tehlikeli atıklar, tıbbi atıklar, evsel ve diğer atıklar olarak sıralayabiliriz; bu sorunlar için önlemler almak zorundayız. Bizler devletimize ve Hükûmetimize güvenip onların desteğiyle çözemeyeceğimiz hiçbir sorun, aşamayacağımız hiçbir engel, altından kalkamayacağımız hiçbir enkaz, hiçbir yara Allah’ın izni ve inayetiyle yoktur; devletimiz tüm kurum ve kurullarıyla sahadadır.” şeklinde konuştu.
-“ Bugün ülkemizin ihtiyacı olan bir olma, beraber olma, kenetlenme ve aynı hissiyatla kucaklaşma günüdür”
Fendoğlu konuşmasını şu sözlerle tamamladı, “Sözlerime son verirken her şeyden ve hepsinden önemlisi bugün ülkemizin ihtiyacı olan bir olma, beraber olma, kenetlenme ve aynı hissiyatla kucaklaşma günüdür. Gün, sen ben ayrımıyla nefsi arzularla, yersiz polemiklerle ucuz ve uçuk söz düellolarıyla vakit kaybedecek bir gün değildir. Gün, siyasi ve ideolojik kutuplaşmalara, asılsız isnat ve ithamlara çanak tutulacak bir gün hiç değildir. Nitekim içinden geçtiğimiz kasvetli ve kederli günler hep birlikte Türkiye olmanın günleridir. Birlikteliğimiz daim olsun, Allah devletimize zeval vermesin. Bütçemizin ülkümüze, ülkemize, devletimize hayırlı olmasını diliyorum. Sağ olun, var olun, Allah’a emanet olun. Servetiniz ana baba duası olsun.”